iphone 4 al.

iphone oyle bir meret ki, kullanmaya alisinca diger telefonlari gozu gormuyor insanin.

Yurtdışı IPhone 4S al o civarlara bulunabiliyor

250 tl borç al iphone 4s al almışken..
onu alamıyorsan iphone 4 al..
çok telefona düşkün değilsen iphone 3gs al..

blackberry'e bulaşma yakın zamanda blackberry kullanmayacak insanlar..

bis de kullanıcaksan bb 9900 diyorum. ama yok sadece cihazı alıcam diyorsan iphone diyorum.

iphone 4 16gb alsam yeter mi

kullanım amacına bağlı. sadece telefon olarak kullanayım dersen yeter. ama müzik dinlemek, uygulamaları kullanmak, film isteyeceksin muhtemelen. 64 alman en mantıklısı.

32 al derim. Bir seyden sonra 16 yetmez keske 32 alsaydim dersin.

16mb yetiyor ya abartmanin alemi yok. butun arsivi surekli yaninda tasimaya ne gerek var

niye android almıyorsun ki?

iphone

16 gb'lık bir galaxy s2 al. Yetmezse 32gb'lik microSD kart takarsın, olur sana 48 GB. (Tabi illa iphone diyorsan bilemem)

sanal kredi kartiniz varsa onu tanımlayın.

güvenli sıkıntı olmaz

güvenlidir

cebindeki banka kartından daha güvenli.

bir soru da ben sorayım; ben uzun süredir paypal kullanıyorum sorun olmadı ama daha güvenli olması açısından sanal kartımı tanımlamak istiyorum. silsem asıl kart numaramı, sanal kartı yazsam yerine, adamlar dürüstçe siler mi acaba sistemden eski kart bilgilerimi? yada gerek var mı uğraşmaya, kalsın mı?

paypal'a sanal kart tanımlamak baya bir paranoya olur sanırım :)

ödeme yapacakken önce bankaya gireceksin, limit ayarlayacaksın, sonra paypal'a login olup ödeme yapacaksın.

ölme eşşeğim ölme.

arkadaşlar türkiye'de online kredi kartı kullanımı, ekstrelerinizi takip ettiğiniz sürece, çok güvenli. 3d secure kullanmadığınız her alışverişte "bu alışverişi ben yapmadım" diyebilirsiniz, ve sizin yaptığınızı kanıtlamak bankanın sorumluluğunda, paranızı direk geri alabilirsiniz. 3d secure kullandığınızda da zaten oldukça güvenli bir sistemden geçiyorsunuz. gönül rahatlığıyla kartınızı direk kullanabilirsiniz.

mükemmel

gayet güvenli, basit ve yurt dışı para alış verişi için çok pratik!

tek sorunu var, deli gibi komisyon kesiyor işlemlerden

5-6 senedir kullanıyorum. sorun çıkmamasının yanında dolandırıcılık gibi bir durum falan olursa ödediğin parayı da geri alabiliyorsun itiraz edip.

evet o paranoyak benim:) sanalkartımı tanımladım paypal hesabıma yurtiçi alışverişlerimde zaten sanal kartımı kullanıyordum yurtdışı için açmıştım ama alınan komisyonlar beni çıldırttı resmen işb. kartımı tanımlamıştım dolar kuru yüzünden farklılık olabilir hadi fln dedim başta sonra yurtiçi alışverişimde türklirası bakın o bile komisyonmudur artık nedir bilemicem hep fazla çekildi bankayı arıyorum paaypal komisyon alıyor diyor paypalla görüşüyorum banka alıyor diyor böyle saçma bi durum vardı sonra da kullanmadım bildiğin düdüklüyorlar

güvenlidir.

bugün gelmiyordu.

bu akşam düzeldi mi peki?

bozuk hala. saçmalıyor.

sıkıntı yok (kendi adıma konuşuyorum tabi)

Değildir. Öyle olsa ben 36 kere ölmüştüm herhalde.

değildir ama ben olsam hemen cilt doktoruna gider, riske etmezdim.

şekil ve renk değiştiriyorsa, sınırları belirsiz gibi fazla girintili çıkıntılı ise, kıllanma ya da büyümeye sebep oluyorsa kontrol gerekir diye düşünüyorum.

bi de direk beni alalım demezler dimi? daha önce hiç operasyon geçirmedim iğneden bile korkuyorum :(

riski bulunursa alınır. operasyonu çok kolay onun merak etmeyin 15 dk da alıyorlar lokal anestezi ile.

senaryo ya da kitap yazardım herhalde.

çok zor. insan sosyal bir hayvan. depresyona girerdim her halde.

aydınlanırdım herhalde :D
he pardon fiziksel bişiler yaptığımızı yazmak lazım herhalde.
yaşamımı sürdürecek normal aktivitelere devam ederdim. yemek yoksa yetiştirmek veya toplamak lazım mesela. herşey var bişi yapmana gerek yok diyosan da ellerimi oyalayacak bişiler yapardım, ağaç yontmak, seramik vs gibi, yürüyüş, keşif yapardım, ormanda sessizce oturup vahşi hayvan gelsin diye beklerdim vs vs
ama hep dediğim bişi var insan ormanda bir ay yalnız kalsa eskisi gibi olmaz bence.

of ya bi de yıldız gözlemi yapardım. teleskopumuz da olabilir mi?

gündüzleri yürüyüş filan, doğayla vakit geçirir, herhalde geceleri de hayatımda ilk kez roman yazmaya kalkardım.

deli gibi spor yapardım, döndüğümde baklava kaslarla kızlara hava atardım.

Gerekirse kablo çeker internete girerdim. Olmadı serrar baz istasyonu ya da uydu telefonu filan bulur yine internet yapardım. İnternet şart ağa :)

kalem kağıt varsa yazıp çizmek.
evden dışarı çıkabiliyorsam, gerekli malzemem de varsa ağaçtan bir şeyler yapmak. bahçe düzenlemek.

"hiç biri yok" diyorsan hayal kurmak.

çoluğumu çocuğumu keserdim.

(bkz: the shining)

muhtelemen yanına ikinci dağ evini dikerdim.

kalem kağıt dışında heralde yanımda herhangi bir müzik aleti götürür bir sene içinde de bayağı bir ilerlerdim.. müzik olmadan geçmez o kadar zaman..

eşeysiz ürerdim.

doğa ile uğraşınca zaman gayet güzel geçer. öyle bir ortamda dağdaki her bir ot, her bir taş, her bir pınar bir anlam ifade eder. Şu pınarı genişleteyim, şu ağacı yoldan çekeyim derken işler bitmek bilmez.

Okçuluğumu geliştirmeye çalışır, müzik aletleri ile folkun dibine vururdum. Zaten sonlara doğru bahar gelince raid'e çıkan viking moduna girerdim sanırım.

mürekkep, kalem ve kağıt serbestse kaligrafi tekniğimi geliştirirdim; teknolojik ürün gerektirmeyen spor hareketleri yapardım; 1 yıl sonra ne yapacağımı hayal ederdim; geri kalan zamanlarda da paso uyurdum.

Anadan doğma gezerdim, elbise giymezdim.

Böyle mülteci istekleri olanlara Yönetmen Sean Penn'den gelsin "Into The Wild"

konuşmayı unuturdum. üç gün evden çıkmasam biriyle konuşmasam bozuluyor konuşmam:D

Gitarımı alır bir sürü beste yapardım, domates falan yetiştirirdim, kitap okurdum ama muhtemelen bir aya kalmaz sıkılır geri dönerdim :)

bol bol pipo içer, yazar, tahtadan objeler yapardım.


(bkz: walden)

www.imdb.com

dizi olarak izledim yalnız kitabını okumadım. bence önce kitabını oku zaten ikinci sezona 6-7 ay var. ben harry potter'ın önce kitabını okuyup daha sonra filmlerini izlemiştim çok hoşuma gitmişti. karar sizin iyi seyirler.

Diziyi seyrettim. Bir propaganda dizisinin kitabını okumak yerine gerçek bir kitap okursan vaktini çöpe atmış olmazsın. Diziyi zaten seyretmişsin. Ekstradan kitap okumaya vakit ayıracaksan masal kitabı yerine gerçek bir kitap oku. Nede olsa artık çocuk değilsin ve böyle görülmek de istemezsin.

Feminist örgütler artık erkekleri çekebilecek diziler yapmaya gayret ediyorlar. Çünkü erkeklerin dizi seyretmediğini biliyorlar. Eskiden bunun tek istisnası olarak evli ve çocuklu gösterilirdi. Tabi erkek olma yaşına gelmiş kitleden bahsediyorum. Seyrettiği film dizi ve reklamlardaki gizli propagandayı göremeyen lise ünv. gençliğinden (vs) değil. En azından anlamaya çalışarak izle. Sana verilen matris tek katmanlı değil sistematik propaganda içeriyor. Beyin yıkama çok hafif bir imaj çalışmasıdır. Gösterildiğinde "ha bu mu" diyeceğin cinsten. Hedef kitle abazan gençlikse yarım ekmek cinselliğe de sarılabilir.

bu üsttekini bi tek ben mi anlamadım? ne alaka?

Anlamadığınız bir kitabı okumaya çalışıp sonrada bıraktıysanız o kitap sizin için yazılmamış demektir. Henüz hazır değilsinizdir. Bazı kitaplar herkes okusun niyetiyle yazılmazlar.

şu gizli propaganda nedir merak ettim şimdi?

hep propaganda bunlar !!!!1111
çocuk kitabı, masal olm.
erkeklere de dizi izlettirmek için... rerörereööö...

Ya neotunc, yok öyle propaganda falan bırak bu işleri, güzelim dizi işte

Burada değinip detayına girmediğim konunun dışında şu linkte farklı bir diziyi örnek göstermişim; www.eksiduyuru.com

Orada dizinin herkesin kaldırabileceği en zararsız yönünü kullandım. Diziyle amaçlananların onda birini bile yazmadım. Kaldıramazlar diyede fazlaca kibar yazmışım. Bu sefer alınması gerekenler de üzerlerine alınmadılar :)

Çoğu zaman gerçeğin birazını bile yazmak mümkün değil. Kendileri hakkındaki yarı çıplak gerçeğin yazıldığını görünce insanların egoları inciniyor. Bu sefer de komplekse girip çocuklaşabiliyorlar. Mesajların altına -18 yaş uyarı seçeneğinin eklenmesi gerek. -18 mesajları elemek site için +18'leri elemek kadar zararsız değil. Bunlarda kullanıcıların ön uyarması ve sorumluluk paylaşması gerek. Böylece ne şiş yanar ne kabap.



@lorikcana yukarıdaki paragraf sana değil ve dizi malesef güzel.

Ben de bir zamanlar saftım ve böyle şeylerden bahsedilirken kuruntu yaptıklarını düşünürdüm. Senaristler açık açık yaptıklarını söyledikleri halde inandıramıyorsun. Yazarken gülümsüyorum. Matrix'in yönetmeni ne göndermeler ne propagandalar yaptığını tutup tüm detayıyla açıkladı. İki saatlik tv programında bunlar tartışılırken bile hala ne propagandası diyerek telefon kaldıran komikazeler oldu. Toplum saf ama masum değil.

@neotunc

oturup 15 dk muhabbet etsek karşılıklı yemin ederim verem olurum. hiçbir yazdığını hiçbir yere bağlamıyosun. havada kalıyor her şey. propaganda diyosun ama hala çıkıp bi tane örnek vermedin şuna.

www.facebook.com/help/contact.php?show_form=data_requests

bunu tam ve doğru olarak doldurunca facebook kişisel bilgilerimizin tamamının olduğu bir cd göndermek zorunda kalıyormuş diyorlar. doğru olabilir mi?

türkiye'de olur mu peki?

european data protection demiş muhtemelen eu içerisindeki ülkeler içindir. bize bişe gelmez

British law demiş. Türiye'de kişisel bilgiler pek öle korunan şeyler değil, yemez.

hayır, iki çocuk var.

sizce de şifre istemek falan çok saçma değil mi? ben olsam ne isterim ne de veririm.

sacma tabi o istedi ben verdim, ben de bakalım ne diyecek diye bi sorayım dedim :) tutustu su an :)

bu soruya ekşi duyuru resmi cevabı şudur: bu kızdan hayır gelmez.

ilişkinizde güven şifre üzerine kurulduğu için, banka şifrenizi istemediğine sevinmeniz gerek. ayrıca karşı atak olarak şifre isteyerek tutuşturmanızdan da anlaşılacağı üzere kendisi güven duyulacak birisi değil. yani; ayrıl.

DEDİM Ya ver ya da yapcak bisey yok, ulan oncekini de bu yuzden gondermistik bu da , bunlar hep aynı ya da hepsi beni buluyo.

face'leri birleştirmeniz lazım. ortak hesap açın. başka türlü yürümez.

sen o kızı da boşver, kendini de..

kendimi zaten bosverdim ondan umit ettim onu da bosverdim.

hope ender +1

neyin kafasını yaşıyorsunuz tam olarak.

ne kadar ilginç kızlar var ya, bu ne rezilliktir:) facebook şifreni ver haha... arkadaşım dakikasında yol vermediğin için iyice şımarıp saçmalıyorlar işte. Suçun büyüğü sizde.

ne kadar komik ve ne kadar çocuksunuz. kocaman insanların muhabbetlerine bak...

ne yediniz ne içtiniz anlamıyorum ben.sevgili adayından facebook şifresi istemek nedir yahu ?

bence sen onun face sifresini+ kullaniyosa msn sifresini iste. 1 günlügüne de telefonlari degisin, bakalim kizi kimler ariyo. tabi tabi hep gerekli bunlar.

bu nasıl bir özgüven kıza bak arkadaş :D sevgili bile değil sevgili adayı ama msn şifresi istiyor. vay vay vay. uyanık kendininkini de vermiyor. niye? çünkü bir ton erkekle cilveleştiği mesajlar var. yemiyo tabi.

bana da kredi kartı şifreni ver bakalım. o kadar kolay mı kişisel bilgilerinin olduğu bir sayfanın şifresini yeni tanıştığın birine vermek?git bi elini yüzünü yıkadan başka birşey diyemiyorum.

Kız resmen sosyal mühendislik yoluyla hacklemiş sizi.

uc gun icinde o kizla yatma ihtimalin yoksa malin onde gidenisin. Aci ama gercek.

allah bilir koca koca adamlarsınızdır bi de. nasıl bir ilişki anlayışıdır bu?

kız hadsiz, o mesajlarda da başka hemcinslerinle olanlar var. ayrıca kız senden şifre isterken, kendisinden şifre istenme ihtimalini düşünmeyecek kadar ortalama altında. boşver.

ya arkadaşım şöyle kızları dakikasında dehlemiyorsunuz, sonra da "türk kızları niye böyle rerörerö?! vay efendim çok burunları kalkık". yapmayın şöyle şeyler ya...

yaş 13 değilse gidin bi yerde ziyan edin kendinizi

şu yün içliklerden alsanız? sağlığınız için iyi gelecekse yapın bence. teri iyi emiyor ve üşütülmüyor bildiğim kadarıyla. ya da yanınızda hep yedek giysiler taşıyacaksınız. terledikçe değiştireceksiniz. atlet falan giymek en iyisi. terledikçe çıkarırsınız.

yedek tshirt

hacı madem hastasın,
yedek tshirt tek çare.
terlemeyi önlemeye çalışma,
sadece terleyip hastalanmamak için çaba göster.
bir ilacı olduğunu sanmıyorum,
ilaç varsa bile kullanma derim.

yün fanila iyice terletir ölürsün yemin ediyorum. bu havada yün fanila mı giyilir? yedek t-shirt +1.

kış geliyor yea havalar soğudu. o yüzden yün içlik dedim :/

3 ü bilmem de 2 deki multiplayerdan alınan zevk çok az oyundan alınabilir.

ne guzel, eminim zevklidir, de, keske benim soruya da bir cevap yazsaydiniz :)

lvl atlamaca. boss kesip item düşürmece. daha çok boss kesip daha çok item düşürmece. daha çok boss kesip daha ç... zengin olmaca. pvp de artislik yapmaca. tam zengin olmuşken ladderın yenilenmesi ve baymaca.

diablo 2 de wowdaki gibi dungeon olayı yok, hatta wowdaki dungeon olayına açıkcası sinir oluyorum, bi yerde bi tane dragon varsa bi tane vardır herkesin ayrı grubu için ayrı bi -instance diyolar sanırım- açılması benim gibi ultima sever bi adam için çok dandik, çocuk oyunu gibi.

diablo 2 de zaten 8 kişi oyun içinde olabiliyor ordan da istersen party yapıyorsun ve yaratık kesmeye item çıkartmaya gidebiliyorsun, duel vs de olabilir tabi. oynanış bakımından çok zevklidir, ha keza görüntü de - bana sorarsan - öyle.

yani multiplayerin olayi toplanip boss kesmek, pvp, ve item alisverisi. bu mudur?

mmorpg değil diablo 3 ne bekliyordun ki?

yani bir arkadaşla story de oynayabilirsin ama 2. 3. kezden sonra story de bayıyor. ki zaten single player da story illa ki oynamışsındır.

çift ana dal gibi düşün.

CFA gene güldürdün

aynı okulda başka bölüme geçtiğinde ya da sınavla tekrar aynı okulun başka bölümüne yerleştirdiğinde önceki kaydınla yeni kaydını birleştiriyorlar. transkript/ders saydırma olayları sebebiyle sanırım.

ben de bilkent 2006 girişliydim, sonra 2008'de tekrar sınava girip tekrar bilkent'e yerleştim ama hala numaram da 2006'daki numaram, transkriptimde de önceki bölümümde aldığım dersler görünüyor. iş başvuruları için önceki bölümüm görünmesin dersen sadece yeni bölümün transkriptini de verebiliyorlar ama sistemden silmiyorlar.

olmaz bence. they had tried for many years demen gerek.

zaman çizelgesi düşün.

--------------------geçmiş-------------------günümüz
<-past perfect->past<-present perfect->present

yani geçmişten bir noktaya kadar olan süreyi anlatmak istiyorsun sen. mesela benim 5 yaşıma kadar geçirdiğim süre filan.

edit: had been trying de dersen de bi sorun olmaz tabii.

şu örnekte vermek istediğin anlam da aslında perfect'le verilen anlam. yani böyle yazsan da anlaşılır tabi ama yine de doğrusu perfect'lisi oluyor.

dediğin gibi kullanılır bence.

perfect tense kullanmanin cok daha iyi bir alternatif oldugunun farkindayim. bir sozun orjinalini dusunuyordum ve aklimda o soz past continuous + for seklinde kalmis. hafizam mi beni yaniltiyor yoksa boyle geri planda kalmis bir kullanim mevcut mu diye dusunmustum. past perfect continuous varken teferruat ama boyle kullanmak. hak verdim. :)

kullanılır doğru.

böyle bir kullanım mevcuttur. "They were trying for years" Yılalrdır deniyorlardı, artık vazgeçtiler. Denemiyorlar anlamında. Past tense yardım edecek bir time aspect le kullanmak isterseniz de for u past perfect tense ile kullanabilirsiniz.

etmiyorlar olm. hem ben 1 sene uzattım ama gene etmediler. istersen sen bi 2 sene uzat bakalım belki o zaman ediyorlardır.

malum yer üniversiteyse ben etmiştim.

piyango gibi... anaokulundan başlayarak, huzurevine gelene kadar muhtelif yerlerde/zamanlarda teklif edebiliyoruz.

malum yer genelev ise kredi kartından taksite kadar çeşitli tekliflerde bulunabiliyorlar.

malum yer, semt pazarları falan işte yaw.

ıı ııh

Kız olan bölümlerde teklif etme olasılıkları vardır elbet. Ama mühendislikte ne tıkırtı var ne sıkırtı.

bana tecavüz eden kız oldu sen ne diyosun?

dokuz sene okudum, ateş isteyen bile olmadı aq.

ilk ders 9 da başlıyor. 1, saat 9 demek yani.

234 de 10-11-12 de başlıyor demek.

olmamış

ki ayrı yazılır

yaş nedir? o bilinmeden sağlıklı bir değerlendirme yapılamaz sanıyorum

olmamış

"şehitlerin öldüğü anlaşıldı" kısmı baya baya olmamış gerisi de eh işte.

yaş 35 yolun yarısı kanka

laf olsun diye demiyorum ama şiir yazmanın -bilemiyorum ama- kuralları vardır. en basitinden "tabutlara sarılacak bayrak bulunamadı" daki "bulunamadı" alt satıra kaymalıydı. sonra bölünecek mi hissi uyandı nedir? olmamış.

@cilgın fantezilerin adamı.

hadi canım sende

döküldüki'den sonrasını okumadım.

şiir böyle yazılmaz. yani aslında düzyazı şiir gibi olmuş. kurallar vardır evet. duygu da olmalıdır. içinden geleni yaz daha iyi olur görürsün.

ayrıca neira +1

vallaha da billaha da olmamış. ayrıca şehit olmak için zaten ölmek gerekir..

aglatmiyor, tokat atmiyor, dusundurmuyor

şiir yazanları yüreklendirmek gerektiğine inanırım ama bence bu şiir olsa olsa posta gazetesinde olur.

bit.ly

olmadıDI.

ben duygulanıyom dostlar. yazdıkça,okudukça.

Bence bir de düzyazı dene, şiirde umutsuz vaka.

sen duygulanıyorsan sorun yok. kötü başlamış iyi bitmiş bence.

ben ağlıyorum dostlar.

duygusal bir çalışma olmuş. eline sağlık.

olmamış bence inci sözlüğe devam

yaş 35 ise ben de ağlıyorum ama duygudan değil, üzüntüden.

hocam o soruların mantığı var.. bana da sormuşlardı meseala her gün boğazdan kaç araç geçer diye... köprünü uzunluğu, şeritler, mesafe filan bulup hızı da katıp kaç tane olduğunu örneklem olarak göstermen lazım..

istanbulda 39 ilçe olduğunu biliyorum. her ilçedeki sokak sayılarını da öğrenip en kısa zaman da sana haber vericem :) artık ortalama bişi yaparsın sen ;)

zmanı bilmiyorum, mülakatım var ve bu tür sorular sorduklarını biliyorum. önemli olan net sonucu bulmak değil gidiş yolu düşünüş şekliniz.

araba sayısı için istanbulun nufüsundan giderdim ben olsam. yarısı 18 yaş altı ve 65 üstü desen kalanın da yarısı araba sahibi olsa desen 4 milyon civarı diyorum ben.

sonradan kontrol ettim de tam tutturmuşum harbiden.

mevzuyu anlamadım ki

yok yaw ne kıl olcan, rahvan gitsin :)

yok bide gevrek gevrek gülmüyo mu valla acaip ifrit oldum yaa öle böle degil :D

Eleman kazanmadigi halde odtu mimarligi mi kazandim dedi. Sen de tasak gecildigini hissedince sildin tebrigini. İyi yapmissin. Eleman da ergendir uzerine gitme.

ergenligi mi kalmıs onun dana gibi hatun kisi ögretmen bide

kafaya takacak başka bir şey bulamadınız sanırım.

istanbul kemerburgaz - bilgisayar mühendisliği (tam burslu)

yardımcı olacak pek çıkacağını zannetmiyorum. ilk mezunları olacağız da ^^

açmak için girdim ki açılmış her neyse bu sene yine

izmir üniversitesi'ni kazanan arkadaşların sorularını yanıtlayabilrim.

yıldız teknik üniversitesi elektrik mühendisliği için yardımcı olabilirim

yıldız teknik üni mekatronik mühendisliği yardımcı olacak varsa sevinirim.

itü için şöyle buyrun...

itü için özellikle de itü elektrik mühendisliği için yardımcı olunur.

herkese hayırlı uğurlu olsun..

Kocaeli Üni. Çeko bölümü hakkında ayrıntılı bilgi almak için doğru adrestesiniz. Komple Kocaeli Üni hakkında da danışabilirsiniz efenim.

hacettepe üniversitesi kazanan arkadaşları tebrik eder soruları varsa yardımcı olurum. %100 free

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerine de ben yardımcı olayım.

Selçuk üniversitesi ingiliz dili edebiyatını da ben alayım.

eskişehir osmangazi karşılaştırmalı edebiyatçılar buraya gelebilir.

selçuk üniversitesi hukuk başta olmak üzere diğer bölümleri de ben alayım.

kocaeli inşaat mühendisliği kazanan varsa ben yardımcı olabilirim, hatta 1. sınıf için serway'in fizik kitaplarını bile verebilirim.

edit: şimdi baktım da dinamik falan da verebilirim 2. sınıf gerçi o, olsun saklarsın :)

akdeniz sinemayı kazandım bi el atıverin :(

Kocaeli Endüstri Müh. kazanmak gibi bir hataya düşenler için son borcumu yerine getirebilirim ehehe. yardım edilir.

boğaziçi endüstri için yardım edebilirim.

marmara hukuklar bana gelebilir :)

yağlı güreşten bahsetmiyorum tabii, gavurun mixed wrestling dediği olayı kastediyorum.

sevmeyi geçtim yapanı bile var. uzak durmak lazım tabi.

yapanı nerde acaba..

hacı sen o paraya bulda bende 2. kez bodruma gitmezsem top olıyım

@akapunktur topla valizini yavaştan o zaman.

merkezde melis pansiyon var. yer bulabilirseniz 60 a anlaşırsınız. telefon hastanesinin arkasındaki sokakta. arayıp sorun gitmeden tabi.

mesele büyük olasılıkla büyüyüp onlardan bağımsız bir kişilik yaratmış olmanda. artık onların takip ettiği şeyler senin ilgini, senin takip ettiklerin de onların ilgisini çekmiyordur. ortak noktalarınız azalmıştır. bana çok normal geldi bu ama annen-baban büyük ihtimalle bunu kabullenmek istemiyorlardır.

(böyle de çıkarım yaparım tanımadan, anne-baba önemlidir her zaman ama bir noktada karşılıklı bir anlayış seviyesine çekilmesi lazım anne-baba çocuk ilişkisinin gibi geliyor bana)

2 sene yurtta kalmışsın alışmışsın onların olamamasına. eski ilgiyi beklememeliler bence. normal diyorum ben.

evet

tavuk etten daha geç pişer.

esenboga +1

www.uzmantv.com

www.haybinbilgi.com

ilk linkte önce tavuk pişirilir demiş, ikinci linkte tam tersi.bende,tavuk çabuk pişer onun için etten sonra pişirilir, diye biliyorum.kafam karıştı ya

mangalda tavuk etten daha geç pişer.

antepli adamım ulan, tavuk sonra pişirilir. zaten tadımlık gibi olur genelde etten sonra. beyaz etin üstüne kırmızı et gitmez. domates biber falan varsa etlerin yanına atın şişte, çabuk soğuyor onlar, etlerle birlikte yapmak en mantıklısı.

ateş güçlüyken tavuk atılır böylece tavuğun içinin de iyi pişmiş olması sağlanır. et amerikan tipi steak veya t-bone yapmayacaksanız (ki yapmayacağınızı az çok tahmin ediyorum) ince köfte biftek falan olur, tavuklar iyice piştikten sonra ateşin harı da azalmış olur, etler kolayca ağır ağır pişer normal bir sürede. sucuk zaten arsızdır ateşe gösterip çekseniz pişer o en son da olur. sebzeler zaten farketmez ne zaman koysan olur.

www.eksiduyuru.com beyler bu duyurudada et daha zor pişer diyor?

ne eti olduğuna göre değişir ve az mı çok mu pişmiş olarak pişirileceği göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. kuzu eti az pişmiş iyidir.

ocakbaşına gittiğimde aynı anda atılan adana urfa ve tavuktan her zamn tavuk daha geç çıkıyor. arada nerdeyse 10 dakika oynuyor.

tavuk etten daha geç pişer.

önce domates biberler pişirilir

sonra kırmızı et

en son beyazlarr tavuk balık

alttaki sitenin adı bile motifake.com, fotoşok bu.

fake değil bu fotoğraflar bi dergi için mi ne çekilmişti. eşcinsel değil sanırım ama. (nerden biliyosam aq)

kurgu o yaa

@all girls dream; kurgu olduğu belli zaten. arkadan kurmuş patlatcak bombayı

uymamakla birlikte, tiksinirim hatta yanaktan öpüşme olayından ama

erkek erkekle tokalaşmalı, yanaktan öpme olayı beni rahatsız eder.

erkek kadınla genelde yanaktan yanağa öpüşür, çok resmi ise tokalaşma.

kafa tokuşturma milliyetçi stayla, sarılma da aşırı samimi, yine erkek kadına olabilir

ilk defa olduğunda tokalaşılır zaten. onun dışında da samimiyet derecene göre davranırsın, en yakın arkadaşınla yılda 2 kere görüştüğün adam aynı olmaz sonuçta.

kafa tokuşturma nolur. kafa tokuşturanları bir de ben tokuşturasım geliyor.

birader nasıl yönleneceğeni karşı tarafa bırak ona göre hamleni yap..

ilk tanışmada elbette yalnızca tokalaşmalı. (hafif sıkarak ehhe)
bir iki görüşmeden sonra samimiyet derecesine göre tabii yanakları değdirmek yeterli.
e yakınlarını da öpersin işte.
ama nolur kafa tokuşturma

Ben elini mi sıkayım ya da öpeyim mi bilemediğim zamanlarda öpmeye karar verirsem "gel bi öpeyim seni" ya da ne bileyim "dur öpeyim" falan diyorum. tabii böyle söyleyince komik oldu ama o an doğru tonlamayla falan oluyor yani böylece o can sıkan saniyelerden kurtulmuş oluyorum

Kafa tokuşturmaya çalışlanı ise direk uyarıyorum saçmalama napıyorsun diye. Bir daha yaparsa görüşmüyorum. Çok ciddiyim.

unutmadan birde şöyle bir sorunum var sizler ilk hamleyi bekle dediniz ama boyum 1.95 olduğundan millet benim eğilmemi bekliyor yani ilk kararı veren ben olmalıyım gibi bir şey hissediyorum.
bir sorum daha var:
öpüşürken yada yanak değdirme hareketi yaparken aynı anda tokalaşır mısınız?

nasil yonlenecegini karsi tarafa birakma. bir kalip belirle ve o kalip ustunden devam et.

Tavsiyem -
erkeklerle el sikis, kesinlikle opusme
tanidigin kadinlarla opus, yeni tanistiklarinla el sikis.

Ne yapacaksan yap kararli davran. Ikilemde kalma, opeceksen op.

budur.

benim boyda 187, özellikle aile selamlaşmasında kamburum çıkar eğilcem diye. genellikle eğilirim el öpüp eli bırakmadan yanak dokundurrum. arkadaş ortamındada aynısı. genel için sıralama yapcak olursan;
%100-90 samimiyet, sarılma
%90-60 samimiyet, yanak dokundurma(kızlara) kafa tokuşturma(erkeklere) ve elleri bırakmadan yanak dokundururum
%60-20 samimiyet, el sıkma
%20-0 samimiyet, he he der gibi sırıtık gözleri yumarak selamsı bişey verme.

buna göre eğilirim, hatta bazen dalgasına çok kısa olan arkadaşlara karşı diz çökerim şövalye usulü. hem sempatik görünür hemde çok iyi olur çokta güzel olur.

kafa tokuşturma da istersen french kiss yap. öyle diyim.

ben hizlial.com dan aldim.

ben de kendim ve eşe dosta birkaç tane ereyon.com dan aldım

hepsi kısmen indirim yapıyor ama,hizlial.com ve hepsiburada favori bimeks le vatan plase diyorum

vatan computer. ikide bir indirim oluyo denk getirebilirsen hem ucuz hem güvenilir.

iki kişi gecelik max 20 mi?

parkta yatın bence.

20tl?

2 kişi için bir de????????

abi... şaka mı bu?

20 tl ye iki bira vermiyolar bodrumda haberin olsun.

pansiyon fiyatlarını da götünü yırt anca adam başı 60 a indirirsin.

çeşme 1 saat.

foca 45 dakika

urla yarım saat

bodrum 3,5 saat

ayvalık otobüsle 2.5

taksiyle 1.5 saat

urla kafama yattı kalacak yerde söylerseniz sevinirim pansiyon fln?

urlaya gideceğine çeşmeye git daha karlı çıkarsın

@goldentitan +1

foça da iyidir gerçi sakindir.

hahah sen de serverdaydın dimi tf2de

assasins creed ve tom clancy iyidir
strateji olarak tropico komik ve zevkli

portal 2

ayrıca hepsini oyna hocam ama bi sıralama gerekirse
portal 1 portal 2
halflife 2
call of komple

oyunların hepsi süper hepsini oynadım ama red alert2 örneğin hiç başlamadıysan başlama tüm zamanı yer çünkü kendi başına.

@ole
bunlar oynayacaklarım değil hali hazırda oynadıklarm.

@passion
evet. :) eklemeyi unutmuşum bütün assassinleri de oynadım.

Bulletstorm'u bir dene.

Dead Space 2'ye bir bak.

Assassin's Creed serisini oynayabilirsin.

Edit: Görmedim Assassins'i oynadığını. :D

league of legends'a gel multiplayerdan zevk alıyorsan.

TOTAL WAR SERİSİİİİİİİİİİİİİİİİİ

titan's quest
neverwinter nights
ablivion
dragon age 1-2

f.e.a.r 2

call of juarez
company of heroes

mass effect

(bkz: tf2)
daha yeni beleş oldu.

hayır. 330 referanduma götürebilmesi için gereken, 367 de direk değiştirebilmesi için gereken rakam.

330 milletvekili gerekli. 4 tane milletvekili her türlü bulur.

@canseven oylama kapalı yapılıyor. fire verir. zor muhalefetle anlaşmadan yapmaları.

şu var, chp veya mhp'yi asla ikna edemez, fakat bdp'lileri ikna edebilir birkaç taviz vererek, özerklik vs.

türkiye de yaşamıyorsun ki

davulun sesi

@benlik bu kadar

türkiyede yasamiyorum ama yilda en az 3 kez geliyorum, orda dogdum büyüdüm. arkadaslarimin ailemin dostlarimin yollarin sokaklarin daha iyiye gittigini görüyorum.

ya havaalanlari bile daha iyi oldu.

simdi neyse konu sapmasin, ben akp yi savunmayayim.

3 boyutlu düşünme yetisinden uzak olduğunuz için böyle. kabul edelim başbakan karizmatik hele hele türk insanında var olan bağırıp çağıranı birşey zannetme hastalığından dolayı iyi iş yapıyor ama işte bunun ardından ancak 3 boyutlu düşünme yetisinden yoksun insanlar ve/veya bize de düşer diyenler gidiyor.

olayları bir bütün olarak değerlendirme yetisinden yoksunsanız, bir olayın hele hele politikanın hiçbir zaman münferit olaylar zinciri olmadığının ayrıdında değilseniz, bir hükümet icraatının (a veya b hükümeti farketmez) sonuçlarının nereye uzandığının 10-20 sene sonrasında ne gibi zararlar vereceğinin kestirmesini yapmaıyorsanız, günübirlik düşünüp ertesi günü bile umursamıyorsanız normaldir yani..

ha bir de tabii Türkiye sanki 8 sene öncesinde deveyle seyahat edilen biryermiş sanki yatırım hiç yapılmıyormuş gibi normal çerçevesinde ve ülkede kim iktidar olursa olsun gelişecek şeyleri Akp iktidarına bağlamak da düpedüz mallıktır.

kendimden ornek vereyim; ben chp li olmama ve oyumu chp ye verecek olmama ragmen, icten ice akp kazansin istiyorum. cunku turkiye su durumdayken baska bir parti gelip de basa gecerse bunlarin yaptiklari tum hatalar onun ustune kalacak. ozellikle de ekonomik durumlar suan feci sisirme ve alti bos, dunyayla iliskiler de ayni durumda. kesin bir cokme yasanicak bari kim ak kim kara net gorunsun...

bence bu istemdışı arzunun tek nedeni olabilir. o'da çocukluğunda yada gençliğinde dinle ilgili yaşadığın travma.

sokak jargonunda buna inşaata kaçan top sendromu diyoruz.

senin kadar olmasada bende aynı durumdayım, dini bilip uygulamayan gününü karı kızla geçiren biriyim özet olarak. 1. si chp daha sıcak geliyo bana, atatürkün partisi bi kere ama chp muhalefet yapmaktan ileri gidemiyo, kılıçdaroğlu geldiğindede çok şeyin değişeceğini sanmıyorum( önyargının kralı ) ve sadece eleştri eleştri eleştri yani kılıçdaroğlu bi gün çıksa dese ki akp şu zamanda şu kadar yol yaptı, şunu bunu geliştirdi, öpüp başıma koyarım. ama yok arkadaş hep mi eleştirirsin, o eleştirdikçe akp ye yakınlaşıyorum bende. adamlar çalışıyo hem, daha 20 yaşındayım ama küçüklüğümdekiyle şimdiki türkiye arasında ciddi anlamda gelişme var. keşke chp sadece eleştirmek yerine, vay akp şöyle böyle demek yerine, bazı şeyleri kabullense. sürekli yolsuzluk şu bu diyo ama kimse gidip bi başvuruda bulunmamış savcılığa yada danıştaya. başvursun, bi yolsuzluk varsa elindeki belge doğruysa zaten cezaları var bunların.

ben de senin gibi sayılırım. bazı politikalarını tasvip etmesem de, tayyip'den iyi bir başbakan adayı görmüyorum. karizmasına kanıyorsun falan demeyin, siz ekşi sözlük yazarı elitler ne kadar nefret etseniz de akp'nin icraatlarını bir başka partinin yapacağını hiç ama hiç düşünmüyorum. onların tek bildiği muhalefet yapmak ve yapılan iyi işlere karşı çıkmak.

@trajikomix

dokunmazlik diye birsey varken ve chp nin tum baskisina ragmen kaldirilmiyorken, savcilik ve tum hukuksal sureclerin onunde akp nin adamlari varken yapilan suc duyurulari neye yariyor? ortbas edilmeyen ne kaldi.

kraldan çok kralcılık.

@catpat dokunulmazlık dediğin 300 küsür kişilik meclisteki akp'liler, onun haricidemi dokunulmaz? madem savcılar kovuşturmaya yer bulmuyo yada davaya gerek görmüyo, aihm var. kılıçdaroğlu herhangi bir belge hakkında danıştay(idari davalar), sayıştay(parasal işler), savcılık( geri kalan hepsi) için gitsin müracaat etsin, sonra sonuç çıkmasın o zaman haklı olur işte. ama elinde mavi şeffaf dosya çıkıp belgelerim var demeyle bitmez o iş, madem muhalefetsin madem hükümeti denetliceksin, düzgünce yap bu işi sonuna kadar arkanda duralım bizde.

akp'ye oy veriyorum ama korkuyorum, güç yozlaştırır mutlak güç her zaman yozlaştırır.

zaten bu yüzden yurt dışında yaşayanların oy kullanmasını istemiyorum. dışarıdan her şeyi güllük gülistanlık görüyorlar, altı üstü 2 ay gelip ülkede kalıyorlar onun da yarısını antalya'da tatil yaparak geçiriyorlar ve sayelerinde her geçen gün, her geçen yıl üzerimde daha fazla baskı hissediyorum.

@catpat +1

bir de akp reklamlarında ne var? mesela: yerli uçağımız göklerde diyolar güya türk malı uçak kullanılıyormuş!! ya türkiye kendi yerli otomobilini de yapmamışken uçağı nasıl yapabilir? güya 2023 hedeflerinde varmış!!!ayrıca uçağa ben mi biniyorum madi durumu iyi olanlar biniyor. yani bi arabam var o da 10bin liralık. benzinli. aylardır benzine gelen zamdan kullanamıyorum acil durumlar(hastaneye gitme gibi) dışında. ayrıca kemal kılıçdaroğlu yapacağı icraatlardan bahsediyor. dürüst güvenilir bir siyasetçi. eski dönem statükocuları bile eleştiren birisi.

bunun yanında akp hayal olanlardan bahsediyor. kanal projesi benim fakirliğimi giderecek mi? her ilde okul yaptık istediğimiz okula gidiyoruz diye afişleri var boy boy.ya her ildeki okullar bana ne fayda sağlıyor? okul yapıyosun da işsizlere neden iş vermiyorsun? üniversite kapasitelerini düşüreceksin ve nüfus planlaması getireceksin ama başbakan üç çocuk diyo. napcam ben üç cocuğu okutamadıktan sonra işe sokamadıktan sonra.böyle düşünmek lazımdır.

bütün kanunlarla oynamıştır akp hükümeti. emeklilere nema ödemeleri geri verilecek dediler. babamın aldığı inanın sadece 1200 gibi bir para. halbuki nemalar biliniyor ki her ay maaştan kesilen bir para. 1200 lira nedir ki bütün çalıştığı yıllar göz önüne alınacak olursa. emeklilere bişi geri ödemesi yapıcaz dediler. vere vere 80lira verdiler ki çok az olduğu ve her emeklinin ses çıkarması gerektiği de bilinir ama halkımız güdülmeye alışık ya! enflasyon göz önüne alınacak olursa %5 zammı zar zor veriyor. nedir ki? yeni çıkan torba yasayla sendikaların grev hakkı ellerimizden alındı. anlaşmaya varamayacaksak sendika hakkımız değilse ne yapalım? bu hükümet geldi geleli sözleşmeli kadrolar çıktı piyasaya. ve bu nasıl gösterildi? halinize şükredin iyi ki sözleşmeli kadro var. buna nasıl şükredebilirim ki? eskiden ya özeldeydin ya kadrolu memurdun.

tekel işçilerini işten çıkardılar. 4b 4cli kadroların hiç bir güvencesi yok. maaş farkları iş yerindeki sosyal haklarında bile çok farkediyor. ben nöbet parası almazken kadrolular alıyor. neden? ayrıca biliyoruz ki recep tayyibin antalya mitinginde camdan yazılar akıyor o da oradan okuyordu. teknik bir aksaklıktan dolayı yazılar kesildi, tayyip ise bişi okuyamaz oldu. bir saat öle kem küm... ama kemal amca öle mi? çok akıcı konuşuyor ve türkiyeyle ilgili bir sürü veriye, bilgiye hakim. ayrıca adam hesap uzmanı. hesap uzmanı olmak demek kolay bişi değil yani. iktisat mezunu için zor bişi. ekonomi mezunları için bile çok zor bişey. öyle her yiğidin harcı değil.

tayyip ise hayatını futbolla kazanan biriydi. üstelik hatırlarsanız ülkeyi bölmekle suçlanarak 4 ay hapis yattı. ve üstelik hakime de sarhoş dedi. koskoca bir başbakanın geçmişinde böyle lekeler hem de büyük lekeler olmaması gerekir. geldiği yer futbol olabilir bişi demiyorum ama oradan kazandığı paralarla mı yat kat gemicikler aldı? şimdi de abd'den ev almışlar. yani bu paraları nasıl kazanıyor? oğlunu burslu nasıl abd'de okutabiliyor? deniz feneri bile kapandı gitti. bu yolsuzluklar için dokunulmazlıkları kaldırmıyorlar. bu hükümet geldi geleli mahalle baskısı diye bişi oluştu. ülke açıklar ve kapalılar diye ikiye bölündü, neredeyse. bu hükümetle birlikte pkk ile daha bir savaş içindeyiz. medya özgürlüğü yok. koskoca ordu yok edilmeye çalışılıyor ve yerine polis devleti getiriyorlar. böyle mi olmalı güzel ülkem? böyle dinle ve başbakanın dini inançlarıyla mı yönetilmeli?

eskiden çadır kampları yapardık sahillerde ama yerine oteller görüyorum artık. gümüldür orman kampı bile satılacakmış. 2b orman yasasının da içine ediyorlar! düşünün artık! zengin yine zengin ama fakir iyice fakirleşti. yani bir insan nasıl gözlerinin içine baka baka yalan söyler? zamanında suikaste kurban giden aydınlardan biri ne doğru söylemiş!

edit: çok uzun olmuş paragraflara böldüm ve aradaki yazım hatalarını giderdim :)

başlıktaki ana soruna pozitif (+) cevap vermekten kıvanç duyuyor, selam ediyorum.

tabi ki genelleme yaparak söylüyorum, yoksa memleketin zaten yarısının olan bitenden haberi yok. ama en azından kendi yaşadığı yer için kafasında bir imaj oluşuyor ve oy veriyor. 25 yıl yurt dışında yaşayıp, yılın 2 ayı gelen adamın cebinde altı üstü bir kimlik var diye benim hayatımı etkilemeye ne hakkı var? yurt dışından ülke nasıl görünüyor ondan daha çok fikrim var mı yok mu bilmiyorum ama burada yaşayan biri olarak öncelikle kendi rahatımı düşünmemde (başkalarının hakkını gasp etmeden), sonrasında ise ülkenin yurt dışındaki görüntüsü için çabalamamda bir anormallik görmüyorum.

2 mv 2 mv'dir. bu düşünceyle hiçbir bağımsız kişi aday olmasın madem (bdp destekliler dışında). ya da nasıl olsa benim 1 oyum hiçbir şeyi değiştirmeyecek deyip pazar günü evden çıkmayalım.

bıdıdı gayet güzel özetlemiş durumu. +1

cevap: yurtdışında yaşadığın için.
muhtemelen henüz ailenden ve çevrenden kimse akp yüzünden mağdur da olmamıştır.
çevrendeki insanlar başka partiye oy verme ihtimallerine karşı "boş oy pusulanızı seçimin ertesi günü bize getirmezseniz yıllardır yaşadığınız yerden birden bire tayininiz çıkıverir" diye tehdit edilmemiştir mesela.
ya da içki sattığı için her gün saçma bahanelerle ceza yazılmamıştır işyerinize.
iş görüşmesine gittiğinizde "biz sadece ak partilileri alıyoruz" denmemiştir.
birileri sırf yandaş olduğu için soruları alırken kardeşiniz girdiği sınavda başarılı olmak için kıçını yırtmamıştır.
birincilikte geçtiğiniz yazılı sınavdan sonraki mülakatla yüz kişi(bir kısmı yazılı sınava bile girmemiş) önünüze geçmemiştir.
akp'ye boyun eğmediğiniz sürece her türlü işiniz ters gider bu ülkede ve gelip de havalimaının temizliğini gören insan "hükümet çalışıyor" muhabbeti yapar.

sandığından çok daha büyük bir baskı var insanların üstünde, yurtdışında doğup büyüyüp burda ahkam kesmekle olacak işler değil bunlar.

olayları akp yandaşı haber kaynaklarından takip ettiğin için.

yılda üç defa buraya gelerek elde ettiğin veriler doğru kara vermene yetmiyor diyebilirim kısaca.

öncelikle çok yanlış bi yerde sorunu sorduğunu söyliyebilirim :)
ben de kılıçdaroğlunu boş biri olarak görüyorum üstüne erdoğanı da boş görüyorum. İkisi de tipik siyasetçi ikisi de büyük sorunlara karşı çözüm odaklı değil.. biri diyarbakıra stad yaptıracam vaadiyle geliyor diğeri samsunluya raylı sistem minibüsçüleri işsiz bırakacak, bu oyuna gelmeyin diyebiliyor..
Neyse,
Siyasi düşüncesinden dolayı kimse mal olmaz, gerizekalı olmaz.. biz de özellikle de okumuş-aydın diye tabir edilen kesim tarafından karşı düşüncede olanlara bu sıfatların yakıştırılması da ayrı bir konu zaten.. çok seviyoruz bu tip etiketleri, hatta biraz daha kızarsak orospu çocuğu bile diyebiliyoruz karşımızdakine, sırf bizim gibi düşünmüyor diye..
Takrar neyse,
Sizin durumunuz hakkındaki 1. düşüncem:
Yurtdışında yaşayanların özellikle türk olmayan kesmin erdoğan hakkındaki fikirleri şimdiye kadar beni hep şaşırtı. Misal amerikalı bir dj den “I really love Turkey and especially Erdogan.” (attığı mailden kopyaladım) sözünü duydum. Sanırım yurtdışında eskisine nazaran daha bi güçlü duruşumuz var ve bu sizin düşüncenizi etkilemiş olabilir. Haliyle erdoğana karşı sempati besliyor olabilirsiniz.
2. düşünce:
olayın bir de seçmen boyutuna değinmek gerekir bence. Yakın çevrenizin chp ye oy vereceğini söylemişsiniz. Eğer yakın çevrenizdekiler de yukarda yazanlar gibi sizi düşüncenizden dolayı “3 boyutlu düşünme yetisinden uzak” biri olarak nitelendiriyorlarsa veya bu düşüncenizi travma sonucu beyanat olarak görüyorlarsa sizin onlar gibi düşünmemeye şartlanmış olmanız bana olası geliyor.

özet: mal değisin.

GG olur mu bilmiyorum ama ayıp olur.

bahsettiğim kişi "bir de nickaltınızda orospu çocukları mantar gibi bitebilir buna da hazırlanın. " gibi bir şey yazabiliyorsa ayıp olmaz bence ya.

olur bence.

gg yazarlara yönelik oluyo mu ki? ben sadece ünlü şahıslar falan söz konusu olunca gg'den siliniyo diye biliyorum. sözlükte yazara hakaret etmek serbest. bilindiği gibi mesajla bile küfretseniz bi yaptırım yok. kişi dava açabilir tabii, o ayrı bi mesele.

yanlış biliyorsunuz.

niye yanlış biliyorum? sözlükte bi yazara hakaret edilip de uçan veya ceza alan birini gördünüz mü? modlar açıkça hakaret etmek serbest, sadece 3. kişilere hakaret edilemez gg olur diyolar.

evet gördüm.
modlar açıkça hakaret serbest falan demiyorlar. mesaj fasilitesine karışmamak ile sözlükteki entry'lere karışmamak aynı şey değil.

tam doğrusu şu şekildeymiş:

(bkz: #16960885)

alternatif ölüm şekilleri gibi bir şey. kafayı mı yedin. bu ne heyecan . erzurumda tekel bayiiden biraları aldıktan sonra şangır şungur gez bakalım neler oluyor.

adamın götünden kan alırlar.

60 70 kilometre yol yapsan aslında horasanda bir tane var dı en son, tabi kapatmamışlarsa :)

migrosta buldum sonunda aq. şaka gibi şehirmişsin erzurum

lan bokunu çıkarmayın, oteller bölgesinde çatır çatır alıp odamda içiyodum. epey de vardı bayi (geçen yıl bu zamanlar)

seni bi konyaya götürmek lazım. 2 bira alıcaz diye somalilililerle akraba olacaktık az daha.

dostum oteller bölgesindeyim bende. esadaş otel. gel gör ki yok yok yok. girmediğim sokak kalmadı. sonunda migrosta buldum. bir de şok market var uzaktan gördüm ama girmedim.

hayir.
kisi uyumadigi (sizmadigi) surece mumkun degil bence.
unutma tabii ki mumkun ama, sahne sahne de olsa bir seyler hatirlamasi lazim.
cok anlatan duydum buna benzer hikayeleri. genelde saklamak isteyecekleri veya utanacaklari bir sey yapmis oluyorlar.

benim gelmedi çünkü sızmıştım o andan sonra. olaya da blackout deniyor.

avrasya'ya katılıyorum ve bizzat başımdan geçti böyle şeyler. mutlaka hatırlıyorsan ama kare kare net bi şekilde olayları hatırlayamıyorsun

geldi, mümkün tabii. yorumum; ağzımızla içelim.

arkadaşlar, çok içmekle ilgili olmasından ziyade, herşey birden nasıl kesiliyor burayı anlamak güç, çok içiliyor olsa, her kadehten sonrasını hatırlarsın değil mi ?

körkütük sarhoş olduğum çok oldu ama hiç öyle 3-4 saatlik hafızanın gitmesi gibi bi durum olmadı, yarım yamalak da olsa hatırlarım ne yaptığımı.

karnım aç değildi.

sadece rakı içtim ve çok fazla içen birisiyim uzun süredir.

başka görüşü olan ?

"ot+alkol" dahil boyle bir etki olusturmuyor. hopeless'in dedigi cok ilginc, bilincli yapilan, kopeklere saldirmak, temizlik yapmak gibi eylemlerden bahsediyor.
blackout halde bunlar nasil olacak?

4 kadeh bu iş için az bence.

ben de hayatımda 1 kez yaşadım: akşamüstü başlayan sınırsız içkili bir düğünde önce meyveli kokteyller, hava kararırken bi kaç kadeh beyaz şarap, yemekte ve akabinde bi kaç kadeh kırmızı şarap, gecesinde şampanya ve en son bankodaki görevlinin koca şampanya şişesini bana verişini hatırlıyorum, sonra da o şişeyle ortalarda gezinmemi. sonrasında tek bir kare bile yok, sabah yatağımda uyandım.

söylediklerine göre o arada yanıma birini vermişler, otel odasına çıkıp banyoda kusmuşum vs, sonra yatmışım, sonra kalkmışız, taksiye binerken arkamdan sarılan birine zarar verecek korkusuyla saldırmışım zor almışlar elimden, falan filan.

ama tam bir blackout'tu, hiç abartmıyorum, tek karesini bile hatırlamıyorum. çok korkunç bir şey, çünkü hiç bir şey hatırlamıyorsun ve aklına bin türlü rezillik geliyor yapmış olabileceğin.

ya düşündüm de, içmene/bünyene bağlı, belki 4 kadehle de olur (ama zor).

ben en sarhoş hâlimde bile genel olarak her şeyi hatırlıyordum, sadece söylediğim bir iki cümleyi hatırlamıyordum. Bana söylediklerinde ben böyle cümleler kurmam ki dedim, ama kurmuşum işte. ben içkiden sarhoş olup tamamen bir şey hatırlamıyorum diyenlere inanmıyorum da. çünkü hatırlamadıkları şeyler avrasya'nın da dediği gibi saklamak isteyecekleri ya da utanacakları şeyler.

kuzenimin başına birkaç kez gelmiş anlatırdı kendisi, bi baktım şurda uyandım şunları şunları yapmışım ama bir kare bile hatırlamıyorum diye.
ama 4 ilginç bir rakam. yorumlayamadım

öncelikle uzun süredir sıkı bir içiçiyim (dim)

bir diğeri utangaçlıkla falan ilgisi olamaz, çünkü 3-4 saatin hepsi kayıp, o kadar ayıp birşey yapmış olamam.

bazen bir bok hatırlamadığım oluyor.içkiye göre ve ya içilenin çokluğuna göre değil random olarak bazen ertesi sabah kalktığımda bi bok hatırlamadığım oluyor.hem de hiç bir şey hatırlamıyorum.

daha gecen hafta hanim evde yokken oldu, bi büyük actim bitti, sonra dolaptan bira almaya gittigimi hatirliyorum, sabah kalktigimda bilgisayarin yaninda sadece bitmis bir bira sisesi ve bir tabak yogurt vardi, bütün mezeleri küllügü ortaligi temizlemisim, az biraz yogurt yemis yatmisim :)

ruh haline, yediklerine, alkol alma sıklığına, pek çok etmene bağlı olarak oluşabilir

kesinlikle mümkün. yaşadım. hatta tam o bıçak gibi kesilen an var videoda. en son serdar ortaç'ın karabiberim şarkısıyla dansediyordum hatırladığım. sonrası sabaha kadar yok.

bu da böyle bi anımdır.

bir arkadaşımın anısını da anlatayım :)

bu adamın sabah 6 da uçağı var. önceden nolur nolmaz diye alarmı kuruyor. içiyolar baya o gece. hatırlamıyo sonrasını. sabah bi uyanıyo saat 11 kaçmış uçak falan. kimse gece ne olduğunu hatırlamıyo. nasıl odaya gelmiş o bile belli değil. sağı solu arıyo sonra. en son bi arkadaşının odaya bıraktığını öğreniyo ama o arkadaşı bile bu adamı odaya bıraktığını hatırlamıyo.

doğum günümdü. şehrin en nezih, en itibarlı meyhanelerinden birinde benim için yer ayırtıldı. ben bu süprizi akşam öğrendim. hadi gidiyoruz dediler. e hadi gidelim dedim. içeride ambiyans süper, duvarlarda çerçeveli kupürler, nostaljik fotoğraflar, hafiften bir taş plak, cızırtılı hoş nağmeler. hemen havaya girdim. neşem tavan. bilerek fasıl tercih edilmemiş, adamımız böyle sever denmiş. her şey, her ayrıntı benim için düşünülmüş. yeni insanlar da var tanışıp sohbet edeceğiz.

herkes bir bir geliyor. ben doğum günü çocuğu herkese gülücükler, özlü sözler...hafiften bir sokrat-neyzen senteziyle bütün ilgiyi erkenden üzerimde toplamayı başarıyorum masada. mezeler çeşit çeşit, alllaaah deyip delicesine yumuluyorum şakşulara,deniz börülcesine, haydariye, envai çeşit peynirlere, favaya, sarmalara. gecenin devamında olacakların habercisi, bir alamet bu aslında. kadehler hafiften dolup boşalmaya başlıyor. rakı sofrasının ana prensibi "aheste olacaksın" olsa da ben sevindirik olmanın beni taşıdığı tüm noktaları bir bir aşıyorum delicesine, galiba biraz hızlı ilerliyorum.

sponsorumuz arkadaşımın validesi, görmüş geçirmiş bir hanım. hemen sağ yamacımda oturuyor. böyle mistik, ruhani bir hali var kadıncağızın. ona doğru dönüp en absürt en akıl almaz konulardan konuşup ha babam averaj topluyorum. burçlar, yıldızlar, mevlana, yunus derken ara ara masaya dönüp etrafı kolaçan ediyorum. karşımda biri var böyle gözlüklü ağız hafif aralanmış ilgiyle (aslında dehşetmiş o) beni izliyor. sonradan onun masanın en sağlam içicisi olduğunu öğreniyorum. sonra, kısa bir zaman sonra kadehimi hafif havaya kaldırıp "içinde durduğu gibi durmaz ehehe" gibi bir şey diyorum. sonrası koyu, zifirzindan bir karanlık...

zaman: sabahın geç vakitleri... öğleye çok yakın. mavi bir kanepe, üzerimde ağır bir yorgan. başımda yapış yapış bir ıslaklık. bez! kim koydu bunu lan. ayrıca burası neresi ben nerdeyim. başımda arkadaşım ve eşi. kızın elinde mavi bir kap! sabaha kadar kustun, kan geldi panik yaptık. doktor çağıracaktık nerdeyse ki uyudun şükür diyorlar. pehh! ulan kepazeliğe bak, rezilliğe bak. ne oldu bana anlatın diye ağlamaklı bir nidayla inliyorum yattığım yerden. ağzımın içi de afedersiniz bok gibi. dün süper şov yaptın var ya diyorlar. dur sana anlatacağız. bir sürü foto da çektik. ne biçim gülüyorsunuz ya, sahi ne oldu diye daha acıklı inliyorum yorganın altında. herhalde bir daha gidemeyiz o meyhaneye sayende ama unutulmaz bir gece yaşattın herkese diye gülüyor imalı imalı. ve ben yatağın içinde bir beden küçülüyorum utancımdan. ve bir bir anlatıyorlar yediğim haltları. ben atmayın ya, sallamayın, doğruyu söyleyin bak ünlemleriyle dalıyorum her bir lafın arasına. hatırladığım o son görüntüden sonra yaklaşık 5 saat kadar daha meyhanede kalınmış... bu süre içinde ana yemekler yenmiş, pasta kesilmiş, şarkılar söylenmiş. ben hiçbirini hatırlamıyorum. ama sen hepsinde halay başıydın maşallah diyorlar, bir türlü inanmıyorum. şaka yapmayın lan diyorum. nafile. sadede gelecek olursam yapılanlar şu maddelerle özetlenebilir.

* masadaki kadınların hepsini azarlamak, laflarını kesip erkekleri konuşturmak, siz zaten hep böylesiniz, hepiniz aynısınız türünden abuklamak. (gülüşmeler)

*ikide bir tuvalete çıkmak, kapıyı kilitleyip içerde ağlamak, garsonların defalarca çıkarma girişimleri, kısacası hepsine kabus olmak. (gülüşmeler)

* elimden kadehi almaya kalkan bir hanıma kafayı takmak ve gecenin sonuna kadar nihat doğan formatında seriye bağlamak, kadını ha babam perişan etmek ama o hanımın da (medeni biriymiş şükür) diğerleri gibi beni ciddiye almaması, takmaması (gülüşmeler)

* aynı zamanda meyhaneye adı verilen sahibinin vefatı üzerine meyhaneyi idare eden oğluyla gecenin sponsoru teyzenin taziye konuşması yaptığı esnada "baba benim, baba benim" diye masayı yumruklamam, "he he baba sensin" diye iki kişinin beni kollarıma girerek dışarı çıkarması (gülüşmeler)

* sonra benim yeniden ağlamaya başlamam, bunun epey bir sürmesi (gülüşmeler)

* takside beni arka üçlüde ortaya almaları, bu haldeyken bile şoföre karışmam, abi kusura bakmıyorsun değil mi şeklinde adamı sakinleştire sakinleştire yarım saati bulan bir yolculuk (gülüşmeler)

* bu arada "çişim var" diye tutturmam, adamın iki de bir arkaya dönüp "işemez di mi bu" deyip endişeli endişeli konuşması, zaten trafik fobisi olan kız arkadaşın şoföre "önünüze dönün" diye diye oracıkta panik atak geçirmesi, bir de onunla uğraşmalar (gülüşmeler)

* taksiden iner inmez benim pantalonu çözmem, dur yapma etme demeye kalmadan apartmanın kapısına şarıl şarıl işemem (gülüşmeler)

* arkadaş beni zaptetmeye çalışırken eşinin olayı anlayamayıp noluyor diye seyirtmesi, o halime bakakalması, bu esnada arkadaşın "sen bakma istersen!!" diye eşine şey etmesi (gülüşmeler)

* 5. kata çıkamadan sızmam, eve sürükleyerek sokmaları, sabaha kadar kusmam ve sabaha kadar kimseyi uyutmamam (gülüşmeler)

* bütün bu kepazelikleri yaşatmama, herkese kabus olmama rağmen masada beni dikkatle izleyen süper içici eleman ve ekibi tarafından takibe alınmam, rakı sofralarına ısrarla davet edilmem, tabii ki uzuuunca süre gelen tekliflerin tamamını reddetmem."abi bu var ya..." şeklinde rakı sofrası hikayelerine şakşukadan mualla meze olmam. (mütemadiyen gülüşmeler)

* sponsor teyzeyle her karşılaşmada utanmalar, tekraren özür dilemeler; onun da "olur evladım böyle, biz rakı sofralarında ne adamlaar gördük" demesi... bu iyi mi kötü mü, pek anlayamadım haliyle.

boy kaç?

ağrır ama geçer abartma. sayını arttırarak git.

ya da boşver bi bilene sor.

47 kg olan biri için ağır bence. tabi ağırlık ne olursa olsun spora yeni başlayan biri için ilk hafta illaki ağrı olur.

sıkılaşmak için "az ağırlıkla çok tekrar" daha mantıklı olur.

bence de ağır.

masraf olmasın diyorsan idare edilebilir ama başlangıç için 5 likler çok fazla. fazlayla başlamak da sağlıklı olmaz. bir de 47 kilo nedir ya öyle bir kilo mu var???

5 lik nedir? ben senelerdir spor yapıyorum. 48 kiloyum 3 kilodan fazlaya izin vermiyor hocalar. kaslarını yırtmaya niyetin yoksa kalkışma bile.
ayrıca bizim kilolardaki insanların başlangıç dumble ı 1 kg dir.

hatunsan cok erkeksen normal

erkeksen de hatunsan da normal değil !

her türlü çok, 3 kg çok idman için daha iyi olur tahminen. ya da 2.5, çünkü önemli olan kilonun çokluğu değil, o zaman her gün 2 dk çuval taşı forma gir? önemli olan antreman süresi, ısınacaksın, tekrar yapıcaksın.
kısaca; ben çok 5 kiloluk dambıllar gördüm, yazın kapı tutacağı olarak kullanılan.

Bu kiloyla başlangıç için çok fazla, dengesini şaşırtır adamın. Sakatlanma riskin de olur.

kollarin sikilassin istiyorsan sinav ve barfiks cekmeye basla. incline/decline mekik gogus yaninda triceps de gelistirir. barfikde close hand grip ile guzel biceps gelistirir, agirlik falan almakla da ugrasmassin boyle devamli. bodyweight training deniyo bu anlattiklarima.

%22.47

böyle bişeyde olasılık olmaz ki abi, kesin olarak ya olur ya olmaz bu.

betonarma kütlelerin basıncından yükselme yerine alçalma gözlenir. basınç olmasa düz bi zemindeki çelik genleşerek uzardı ama basınçla birlikte dikey değil yatay genleşir.

(sanki dersin bişeyim hamnakoim)

sanırım verilen değerlere göre kesin sonuç çıkamayacağı için olasılık sorulmuş. genleşme bağlantıları ve beton genleşmesi dahil edilmemiş sanırım.

2013 yılına kadar geçerlidir, üzerinde öyle yazıyorsa.

üzerinde student yazıyorsa pasaport gişelerinde ayrıca öğrenci kimliğinizi sormazlar bence.

yine de garanti bir yerden teyit ettirin tabi.

ha birde diğer yandan vizesiz pasaport pek bir işe yaramayacağından öğrencilik haklarınız bittiği zaman bu pasaport üzerinden vize almak biraz zor olabilir, hatta imkansız olabilir antrparantez.

2013 yilina kadar gecerli diyorsa o zamana kadar gecerlidir. ama soyle bir durum var; ulkeden ulkeye degismekle birlikte, benim bildigim cogu ulke pasaportun dolmasina alti aydan az zaman varsa vize vermiyorlar. yani pasaportun tarigini uzatmazsan teoride 2013 ama pratikde 2012'inin yarisinda gecerliligi bitebilir, ya da oyle bir sey.

bugüne kadar yurtdışına çıkarken kimse öğrenci misin diye sormadı. kurcalama bence pek bu işi. kullan son güne kadar.

dışarı o kadar şerefsiz insan var ki, sen bu duyarlılıkla hepsini ezer geçersin. kal bu dünyada. inan var adam gibi adam. sabret dostum. sakın yapma kötü bir şey.

incici bi piç olduğunu düşünerek yapma panpa diyorum. sonuçta bakınca hayatın cidden kötüymüş. ama seninkinden boktan hayatlar da var. hatta bunlardan biri benim hayatım. ama uzun uzun anlatıp canını sıkmak istemem.
ancak merak ettiğim bir şey var neden bugün böyle bir karar verdin?

Dostum çok uykum var. Bahsettiğin yollardan ben de geçip bi kaç senemi heba ettim. Sanırım bunu yaşayan diğer insanların sayısı da az değil. Ama şimdi güzel bi okuldan mezun olmama az kaldı, güzel para kazanıyorum filan. Hayatımın 3 senesini zamanında senin şuan yaptıklarını yaparak geçirmişken hem de. Bu yaptıkların da çok şey katıyo insana merak etme :) gerçekten uyumak zorundayım şuan. İntihar etmekten vazgeç, yarın akşam dertleşebiliriz :) iyi geceler.

hangi yolla intihar edeceğini niye söylemedin ki? sonu yarım biten film gibi olmuş bu.
msj atıyoruz ona da cevap vermiyosun. şehrini söyle bari de sosyalleş bizimle hadi canım.

Peki geride biraktiklarin,annen mesela.ona o aciyi yasatmayi vicdanin elveriyor mu? soyle kafanda bir canlandir, sabah seni olmus goruyor kadincagiz ve senaryoyu yaz. bu kadar acimasiz olabilecek misin

annene yazık değil mi peki, neden derdini onunla paylaşmıyorsun, burada söylediklerini ona söyledin mi, ben beraber üstesinden gelebileceğinizi düşünüyorum. Eş acısı yaşamıs bir de evlat acısımı yaşasın kadın.

yap ya da yapma demem, asla demem. ama sana derim ki, motosiklete binmeden ölme. gel seni motosiklete bindireyim, bunu tat, bu pc karşısında boktan oyunlarla, sözlüklerle zaman geçirmekten çok çok başka birşey.

sana yalvarabilirim bile; seni motosiklete bindireyim. sonra ne bok yersen ye.

intihar anlaşılamaz bir durum. ben de umutsuzluklara kapıldım, annem öldü, babam lanet bir kadın getirdi ben onbeş yaşındayken. 23 yaşıma kadar bombok bir hayat yaşadım. hala daha yaşıyorum, bence umut vardır. hatta tükenmez kalemin tükendiğini bile bile ucuna hoh yapacak kadar umudum var benim. eğer hayatında bundan daha kötüsü olamaz dediğin an gelmişse derin bir nefes al, işte o an herşeyin düzelmeye başlayacağı an olsun. adam ol.

edit: cevap olduysa tik at bari diyecek kadar umutluyum.. :) ve gülümseyebiliyorum.

kendi hayatını bu kadar önemseme...yani senin dışındaki insanları düşün empati kur. Daha kötüleri var mavrasına girmiyorum. Mesela şu alttan bir iki duyuru oku insanlar ne yapıyor? Neye ihtiyaç duyuyor? bak biri scooterının vergi borcu derdinde, biri komik video arıyor, biri excelle cebelleşiyor, bir diğeri araba çarpan kediye yardım istiyor, birinin ayağında çıban çıkmış ne yapayım diyor, birinin sevgilisini en yakın arkadaşı düdüklemiş ben ne yapayım diyor, biri hala losta spoiler veriyor......vs vs...yani kaldır kafanı bak dünyaya. Dünyada tek başına yaşamadığını gör. Herkesin bir hayatı var ve en az seninki kadar boktan ve en az senin kadar umursamıyor bir diğerinin derdini. Ne zamanki bir diğerinin derdinin de en az seninki kadar kendine yük olduğunu görürsün o zaman zaten yaşama yakın ölüme uzak bulursun kendini. Ha ayrıca bu mesajı sonuna kadar okuduysan zaten kendini kesmezsin...o yüzden git bir 31 çek vur kafayı uyu...lan 18 yaşındasın ne güzel işte....

şu an depresif bile değilim. intihar sebebi sadece sahip olacağım geleceğin eksileri artılarından fazla olduğundan bu yola başvurmayı düşünüyorum. hayatım boyunca belki hiç bu kadar kararlı olmamıştım.

hayat intihar etmeye değmez bence. hem senden çok daha kötü insanlar var bu hayatta. en basitinden yemek ve su bulamayan insanları düşün, intiharın ne olduğunu bile akıllarından geçiremeyecek insanlar var...

elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış, boşvermişlikle olmaz işte... yazdıklarımızı işe yarıyordur umarım...

ilerdeki hayatın için gördüğün artılar ve eksiler neler? yazsana bi karşılaştıralım gerçekten eksiler daha mı fazla?

disardaki hayati sevmiyorsun diye olmek mi istiyorsun?hadi ordan ya..gec abicim bunlari,canin fazla sıkılmis senin,biraz da yolunu kaybetmissin..dogru zamanda dogru yerde olamamis olabilirsin,kader karsina dogru kisileri cikarmamis olabilir AMA daha 18 yasindasin yahu!yani su ana kadar arkadaslarini-cevreni secebilecek bir durumun olmamis ve bu cok normal,daha onceden de soyledim her zaman dogru kisilerle karsilasamiyor insan..bak kucuk bir ornek sana;bi aile dostumuz 33 yasina kadar bircok kotu sey yasadi(annesi kucuk yasta olmustu,baba siddeti,ilaclar,evlendiginde koca siddeti,cocuk dusurme,bosanma sureci vs vs.)ama o gun karsisina oyle biri cikti ki hayati degisti,simdi evliler ve bir kizi var gorsen onlari;kesinlikle dunyanin en mutlu ailesi!dunyayi dolasiyorlar simdi..
benim sana tavsiyem madem evden cikmak istemiyorsun,bilgisayarla da aran iyi..bilgisayarla ilgili birseyler ogrenmeye basla?mesela;web tasarim,web programciligi,bilgisayar programciligi?(daha da cesitlendirebilirim istersen)

ozetle soylemek istedigim;hayatta bir işe yaradigini gorunce inan bana bugunku haline sasiracaksin..yani o ruh haline nasil gelebilmisim diyeceksin..bak daha oncekiler de soylemis,hangimiz en az bunun kadar kotu gunler gecirmedik,o kotu ruh hallerine burunmedik..

once kendin,sonra annen icin son bir sans,hadi.

biliyorum cevap vermeyeceksin benim yazdığıma da diğer yazan arkadaşların yazdıklarına vermediğin gibi ama kusura bakma senin mına koyiim ben.

benim memleketim mersin ve ben istanbul'da öğrenci bir insanım.çok fazla sıkıntılı dönemlerim oldu ve hala oluyor,her insanın yaşadığı gibi.ama mersin denen şehrin bazı güzellikleri vardır böyle orada bir kaç gün yaşasan sorunlarından kurtuluyorsun gibi hissedersin.ben yaşadığım sıkıntılı dönemde aklıma o yerler gelir ve hayal gücümü kullanarak kendimi rahatlarırım.

seni oralara götürmeme ne dersin? en azından bir gör ve hayatın çok farklı yönleri olduğunu anla.istersen oralara yerleşirsin bile.cennet yok diyorsun ya cennet gibi yerler oralar panpa , 'ulan ben daha önceden neden yaşamadığımı hissetmişim' dersin o derece güzel mına koyiim.

bir ses ver bari piç!

psikolojim tamamen bitikti. kendime küfredip duruyordum. hani intiharı düşünmedim ama mal mal bir noktaya saatlerce bakabilirdim hayıflanmadan.

şurada yazılanlar beni kendime getirdi. doğru söylüyor bu adamlar sympher.

ben inandım.

@ucaninekbanakarsi daha format atmam lazim isim gucum var lan. hem birilerinin beni ikna etmesinden korkuyorum.

süpermiş ya. annen de senden sonra mı intihar edecek? nasıl yaşayacak bundan sonra? onun cevabını yaz da öyle git.

ya herşey anlamsızsa buraya niye yazıyorsun?

biz mi vicdan azabı çekeceğiz anlamadım ki? ne istiyorsun? yardım mı? ilgi mi?

eğer intihar edersen ben bir tek annene acırım. tövbe estağfurullah gece gece olana bak.

olum bak ağzını yüzünü sikerim senin.illa adamın sinirini bozacaksın.gel bak istanbul'da isen eğer takılalım seninle biraz,yok başka bir yerde isen telefonla falan iletişime geçelim.lan ilerisi için artı eksi olayları öyle basit değil,şimdilik bu düşündüklerini askıya al biraz muhabbet edelim,konuşalım bakarsın ilerisi için çok değişik şeyler vardır önünde ama bunu sen göremiyorsundur belki.özelden falan dönüş yap bana.

ayrıca samimiyetine güvendiğim için bak ne kadar rahat konuşuyorum seninle.yani gayet güzel şeyler olabiliyor.iletişim kurabiliyorsun ve bu da başka şeylerin olmayacağı düşüncesini ortadan kaldırabilir aynı şekilde.

panpa deeperdown dogru demis.

bi motosiklete bin, gotun o ruzgari yesin, sonra hala intihari dusunursen onu da motosikletle yaparsin.

birimizden birini ara. konuşalım. istanbul'daysan görüşelim. ikna olmazsan, faydası olmazsa yarın akşam intihar et. bir günlük kayıp önemli değil.

ben sana bir şey söyleyeyim mi şu hani asosyal olarak mutlu olduğun şeyler var ya: sözlük, film, yutube, dizi, oyun.

ben de çok zevk alırım bunlardan. ama çok uzun bir süre onları yapmak mutlu edemedi, aslında yapamadım bile. bir bitki gibi oturuyordum. düşünebiliyor musun? senin hiç değilse mutlu olabileceğin bir sürü şey var.

mea maxime haklı en azından bir iki gün daha askıya al gel konuşalım lan.senin göremediğini görebilecek insanlar vardır burada eminim.bak benim bölümüm işletme ve her bokla ilgili az çok bilgim var.iş deneyimlerim var hangi iş için hangi özellikte olman gerekir falan az çok bilgim var.gelecekte ne yapıp yapamayacağını oturur konuşuruz illa ki bir şeyleri becerebilirsin.

hadi olum bu kadar insan seni düşünüyor,senin için konuşuyor kırma onları da en azından bir-iki gün konuşalım etraflıca sonra hiçbir şey değişmezse yine istediğini yap mına koyiim.

Yapma sakin. Annen ne olacak?sucu ne o kadinin seni sevmekten baska. Yapma sakin Dostum. Ayrica yasamak icin ne yapacagini mi merak ediyosun: git kod yazmaayi ogren. Ne bileyim site falan tasarla. evden yapabilirsin bu isi. İyi para kazanirsin. Yuk olma fikrinden kurtulursun. Akilli bi adama benziyosun. 18 yasinda bi bok bilmez insan hayata dair. Ben de gectim o yollardan. Bekle. Yasama saril.

Edersen et panpa. inan buradaki kimse acını 10 dakikadan fazla tutmayacak ve hatta 3-5 gün sonra kimse hatırlamayacak bile seni. daha yaşın 18 hiç bi bok görmedin bu lanet hayatta. emin ol yaşanılan acılar hakkında bi sik bilmiyosun. yarın gazetelerde "internet sitesine verdiği haberden sonra sözünü tutan genç intihar etti" yazısını okuyunca ne diyeceğim biliyo musun "yazık oldu lan salağa". hayattan bu kadar kolay vazgeçilir mi lan. derdin neyse söyle vallaha çözücem paraysa bankadaki bütün paramı veririm. arkadaşlıksa kralı olurum, karı kızsa birlikte rusa gideriz. oğlum en azından bir kız tarafından sevilmenin önemsenmenin tadını almadan kıyma kendine. yaşadığın kötülükleri düşünüp intihar edeceğine yaşamadığın sevinçleri düşüp kendine şans ver. çözülmeyecek dert yok şu hayatta. gel, siktir et intiharı falan. bu hayat intihara değmeyecek kadar boktan amk.

bak ciddi yazıyorum. yemekler her bişi benden.

dikkat çekmek için filan yazdığını düşünmüyorum. şu an sağlıklı düşünemiyorsun. yardıma ihtiyacın var. istersen yardım edelim. bunları da işkembeden yazmıyorum. bunları yaşadık ve yaşıyoruz. bunu yaşayan tek sen değilsin.

hiç bir şey yapmasan bile sağlıklı düşünemediğini, sağlıklı karar alamadığını kabul et ve yardım kabul et.

gece gece dünyanın sigarasını içtirttin bana hay kedi canını senin.özelden veya buradan mesaj ver konuşalım gel,sohbet edelim ne var ne yok ama gel biraz askıya al düşüncelerini sonra olmazsa yine kendin seç istediğini.

sevgili olayına falan gireriz bak insanı süper değiştirir mutlu yapar,normalde aşamadığın şeyleri bile aşarsın valla.

hayatının bir dönemi kötü geçince ipleri salıp kendini öldürmek kadar basit ve rezil bir insan olma bence.. eğer senin durumunda intihar ediliyorsa tanıdığım bir çok insan çok fena sıçmış durumda. hatta şunu okuyup gülüyorum çünkü bir dönem intihar etmeyi düşünmeyerek salaklık mı yaptım diyorum. kendini dünyadaki en kötü hayatı yaşayan insan olarak çok değerli, ölmeyi de o kadar basit görme. değerli olan tek şey bir insan olarak yaşama hakkın, onu da koca bir hıyar olarak silip atman senin elinde.

ardından annen kendini suçlayıp duracak. aa not yazayım diyip not yazarsak, merak etme bir boka yaramaz.

bir kere intihara karar verecek deneyime ve yetkinliğe sahip olup olmadığına kafa yormalı insan. hiç olmazsa bir on yıl daha takılmakta fayda var. ayrıca asosyallik varsa var, dünyanın sonu da diyil; hem zatendış dünya o kadar da matah bişiy diyil, üstelik bunu bilmeyen de yok gibi ve cevap yazanların çoğu da sanırım bu durumu yaşamış, üzerine düşünmüş kişilerdir muhtemelen. herkesten iyisini siz biliyorsunuz demek? ama öyle düşünseydiniz buraya yazmaya gerek bile duymazdınız.

bir de, öte tarafın olmadığını düşünenler için yaşam biriciktir ve tekrarı olmayacaktır, bu nedenle loser olmanın çok da anlamı yok. elbette yanlış hayat doğru yaşanmaz, belki düzeltilmesi gereken şeyler vardır. sonsuz sayıda fikir varken, üzerinde düşünülebilecek tonla şey varken, okunacak şahane kitaplar, kendiniz dışında kurulmuş nice dünyaya tanık olmak varken; asosyal olarak da leziz bir yaşam sürmenin imkansız olduğunu düşünmek nasıl bir şey? ha, çok isteyen defolup gidiyor elbet, ama bu çok mu anlamlı? hele de bunu yapmanın anlamlı olduğunu savunacak derecede yeterli ve anlamlı dayanağı/argümana sahip olmadan (sahip olacak deneyimi yok denecek kadar azken) bu işe girişmek asıl anlamsız olan...

daha 18 yaşındasın, inan bana daha öğreneceğin çok şey var. hepimiz 18'de her boku çözdük sanıyoduk bi baktık ki her sorun ne kadar hafifmiş, sonra anlaşılıyor önce değil. ki ben de 23 yaşındayım yani.

annene yazık ayrıca, tek çocuksun, böyle şeyleri at kafandan, git annenle konuş, başını ferah tut. ne güzel kültürlü düzgün çocuksun asosyal falan da değilsin.

Dostum bu sene oyunların altın çağı olacak bi sürü oyun geliyo, onları oynamalısın bence. Ayrıca etrafımızda gözleri görmeyen, yürüyemeyen, sağlıklı düşünemeyen birçok insan var. Onlar hayata tutunmaya çalışırken sen neden hayatın iyi yanlarını bulmaya calısmıyorsun?Çok ayıp annene yazık bu boktan dünyada onu yalnız mı bırakacaksın.sen bilirsin...

18 yaşındaki halimi düşünüyorum da gerizekalının aptalın önde gideniymişim diyorum.

yani yıllar sonra geri dönüp baktığında öyle diyeceksin sen de. çünkü gerçek bu. insan o kadar değişiyor ki, şartlar o kadar değişiyor ki, hayat neler getiriyor şaşarsın.

(bkz: hikikomori)
Nezleyim diye intihar etmek ne kadar mantıksız ise bunun sebebiyle etmek de o derece saçma.

hata yapıyorsun.bir yer adı ver, adres ver, okuyan ve o şehirde oturan herkes gelir. yaşamak güzel şey. inan bana tecrübe konuşuyor.

lan sadece bir yıl daha bekle. bir yıl sonra şimdikinden çok farklı bir insan olacaksın. ne salakmışım diyeceksin. on yıl sonra ise bu gece burada duyuru yazan herkese teşekkür edeceksin. bekle oğlum, cesedini annen mi bulsun lan? ses ver, yardım edelim.

(git: 247607)

gel iki maç yapalım sohbet edelim panpa.

son el clasico'yu izleseydin bari, belki fikrini deği$tirir; madrid açık futbol oynayacak bu sefer.

bir de gelecek cevapları görmeme ihtimali var. ya çok enteresan, ilgileneceğiniz bir cevap yazılacak olsa? dakika farkıyla kaçırabilirsiniz netekim.

evet, bir saati geçti, artık cevaplara bir göz atıp iki kelam etme zamanı geldi. ayıp diye bişiy var, birileri emek edip yazıyor; en azından okuduğunuzu gösterecek iki satır yazın, hadi bakalım genç!

anana yazık.

hiç tanımadıgın insanlar senin için bu kadar sey yazdı, düşündü... demek ki hayat o kadar kötü değil he? ayrıca biz bunları yazdık seni hiç tanımadan endişelendik vs.. sevdiklerin ne yapar? önce kendin için bişeyler yap kendin için yaşa.. git basit bi sebeple annenin gülümsemesini sağla... hoşlanacagın bir kızla tanısmak için sebepler uydur...

18 sene yaşamışsın. birkaç sene daha yaşayıp işlerin düzelip düzelmediğine bakmakla bir şey kaybetmezsin. belki çok acayip manyak güzel bir hayatın olucak? nerden biliyosun amına koyayım sürekli boktan olacağını? hayatı iyi giden insanların aniden bombok hayatları olabiliyorsa tersi de olur. kaçmıyor intihar bi yere dur iki dakka.

sırf bu başlığın altına yazmak için üye oldum lan hem de hiç tanımadığım biri için demek ki neymiş efendim önemsenmeyecek birisi değilsin kimse değil dedikleri gibi daha kaç yaşındasın ki ? hadi abartalım 19 yaşındayım ve benim hayatta bok gibi ama fakirin ekmeği umut .. bu kırıntıyı aşılamayı isteyen insanlar var bi' dene abi yaa madem kötü daha nasıl kötü olsun denemeden?

maç d-smart'taymı$, siktir et onu. montun var mı?

gel seninle bisikletle türkiye turu yapalım hacı, karadenize çıkıcam ordan van'a mardine, adana antalya muğla izmir, manisada da bi arkadaşa uğrarız ama bi gece orda kalırız sonra çanakkaleye vapurla geçip tekirda üzerinden istanbul, ikinci iyi bisikletimde vardır hani. çok zevkli geçicek lan

şimdi bunu yapmasan bile, aradan 5 sene geçtiğinde tekrar geri baktığında boşu boşuna ertelemişim, keşke o zamanlar yapsaymışım diyenler çok oluyor. bunun böyle olacağını belki sende kestirebiliyorsundur. ama sorun burada aslında bu değil. sorun şu ki; yaşamında yer alan mutluluk anlarının, mutsuzluk anlarından daha fazla olmasını istemen. ve bunu başarman için de 18 yaşında olmak büyük avantaj. bende 20'li yaşlarımda çok düşündüm ve denedim suicade olayını, he başaramadım ama keşke şimdi 18'ime dönsem ve kendimi doğru yönlendirebilme şansım olsa.. işte sen bu şansa sahipsin. yani mutlu olarak yaşayabilme şansını elinde tutuyorsun. ama onu göremiyorsun. izin ver burada yada özelde sana yol çizelim.. bak ne kadar insan yardımcı olmaya çabalamış ki o insanlar arasında muhakkak seninde hayranlık duyacağın bilgi ve birikime sahip kişiler vardır. sana yardımcı olmaktan zevk duyarız. kendi benzerimizin genç versiyonunu, elinde henüz kaybetmediği mutluluk şansını birlikte değerlendiririz. senin gibi kültürlü, eğitimli, potansiyeli olan insanlar ölmemeli.

buraya yazan arkadaşlara bilgi vermek amacıyla yazıyorum bunu;

buraya cevap yazamamasının sebebi benimle msn'den konuşmasıydı.çok uğraştım çok didindim ulan neler vaad etmedim ama olmadı saatlerce konuşmamızın karşılığını vermedi.yine bildiğini yapacak ama eğer ankara etlik civarında oturan birisi varsa bana ulaşsın belki yardımı olur.tabiki çok geç olmazsa yardım etmek için.

sonuç: çok inatçı bir arkadaşımız olduğu ortaya çıktı,fazlasıyla kararlı bir şekilde konuştu.ulan kardeşim yerine koyacaktım kabul etmedi neyse durum bu.

ne yani gitti mi şimdi çocuk?

sevgili ucaninekbanakarsi,tam olarak ne konustugunuzu bilmemekle birlikte bir duyuru mu acsak acaba Ankara-Etlik civari icin?faydasi olur mu?

Allah kahretsin ki çıktı gitti saatlerce uğraştım ama olmadı.

polisi aramanın bir faydası olur mu?

Bilmem şu anda düşünemiyorum hiçbir şey kafam fena durdu.Bir şeyler yapmak isteyen özelden bana ulaşsın gerekli bilgileri veriim.

Durum nedir, ne yaptınız lütfen ses verin arkadaşlar.

Gerekli yerlere haber verilmiş durumda ankara polisine iş düşüyor bundan sonra.umarım geç olmadan müdahale ederler.

Konuya gereken hassasiyeti gosterdiginiz icin tesekkur ederim oncelikle. Son 3 saatimi bu konu uzerine ayirdim ve birkac arkadasin daha yardimiyla onemli bir adim atildi diyebilirim. sizlerin de merakini gidermek icin yaziyorum.

oncelikle bu yaziyi fark eder etmez 155 ile irtibata gecip durumu acikladim. telefonda gorustugum gorevli polis memurunun icimi rahat ettirememesi neticesinde dogrudan en yakin karakola gittim. nobetci bulunan karakol amiriyle yaptigim gorusme sonucu karakoldaki polis memurlarinin da gerekli cabayi gostermedigini dusunerek nobetci savciyla gorusmek uzere tekrar yola koyuldum. bekledigim gibi nobetci savci yoktu tabii ki. bu arada tekrar 155 i arayip son ihbarimla ilgili neler yaptiklari konusunda bilgi almak istedim. kendileri benim israrci tavrimi da fark ettiklerinden olsa gerek ilgili cinayet masasina gerekli bilgileri verdiler. daha sonra cinayet masasi yazili ve sozlu ifademe basvurmak icin benimle irtibata gecerek merkeze goturuldum.

cinayet masasinda gorevli tum memurlar gercekten ozel bir cabayla konuya gereken hassasiyeti gostererek, biraz da eksiduyuru.com kullanicilarindan alinan bilgiler isiginda ilgili sahsin kimligi, mail adresi ve bulundugu sehir ve bolgesi tespit edildi. bunlarin hepsi altinda imzamin bulundugu tutanak ve "intihar planlamasi" baslikli yaziyla birlikte ilgili sahsin adresinin belirlenmesi ve gerekli mudahale/yardimin saglanmasi icin ankara cinayet masasina gonderiliyor.

bundan sonrasi artik ilgili emniyet guclerinin gozetiminde. oyle umuyoruz ki hala yapilabilinecek bir seyler vardir.

Bu tur olaylara "acaba asilsiz midir" diye dusunerek kayitsiz kalmak kesinlikle yapilmamasi gereken bir sey. soz konusu olan sey henuz daha 18 yasinda bir arkadasimizin hayati oldugundan, insan hayatinin tehlikede olduguna dair en kucuk bir bulgu bile degerlendirilmeli ve en iyi sekilde mumkun olan en kisa surede sonuca gidilmeli diye dusunuyorum.

ozel ilgileri ve gorevlerini layikiyla yapma konusundaki cabalarindan dolayi hepimiz adina istanbul emniyeti cinayet buro amirligine tesekkur ediyorum.

son durum nedir? polisten haber var mi?

takip eden var mı bu işi? son durum nedir acaba?

polise haber veren arkadaslar, bi gelisme oldu mu?

arkadaşlar haberi olan eden bir ses versin. polisle irtibata geçmiş arkadaş; bir bilgi geldiyse paylaş.

duyuruyu, yazılanların tümünü okudum. söyleyecek birşey kalmamış. bu yüzden ben de yakın bir arkadaşımın girişiminden ve bundan deneyimlenerek söylüyorum ki bu olaylarda direk adres belirleyip polisi aramak lazım uzatmadan. farklı şehirlerde benden 120 km ötede siktir çekilmiş bir yerde buna kalkışacak arkadaşımı sadece telefon ve adres bilgileri ile kurtarmıştım (başka kelime bulamadım uygun). sağolsun polisler de ilginlenip aklını biraz başına getirtmişler.

şimdi napıyor? bi yerde çalışıp parasını sevgilisi ile yiyor. okuluna da gidiyor. hayatından memnun..

hakkaten 18 yaşındaysan ve bu kötü durumunda kendini bu kadar güzel ifade edebildiysen, ölmen büyük bi hata olur eşşek sıpası, biraz emek vererek çok iyi bi yazar olabileceğin aşikar, içinde birikmişleri daha güzel nasıl ifade edebilirsin zira, senin belki sana ihtiyacın yok ama emin ol çoğu insanın güzel yazarlara ihtiyacı var, yazık etme.

benim polisten aldığım tek geri dönüş, ilgili birime ilettik oldu.

lan yok mu son durum ile ilgili bilgisi olan?

hangi makama ulaşırsak bilgi edinebiliriz? savcılık? var mı bilen?

Ankara mı İstanbul mu çözemedim ama intihar etmediysen, burayı okuyorsan öperim seni çocuk..

Söyle neredesin? Mesaj at bana şu şehirdeyim diye geleyim bi oturup konuşalım seninle çocuk. Playstation var mı? Ben pek beceremiyorum da öğretirsin hem.. Olmadı içeriz, hatun falan he?

Ben şimdi ankara etlik karakoluyla görüştüm telefonda herhangi bir dosya olmadığını söylediler bu konuyla ilgili ama sanki bana geçiştirdiler gibi geldi.Eğer Ankara'da yaşayan birileri varsa daha ayrıntılı bilgiyi alırlar diye düşünüyorum.Ankara Etlik'de ikamet ettiğinden Etlik karakoluyla görüştüm varsa ben giderim karakola araştırırım diyen birisi özelden isim soyisim verebilirim.

Bunun dışında herhangi bir bilgim yok benimde maalesef.

ee konuştuk o gece yapma etme dedik bitti mi? bilen duyan yok mu?

kimse bilmiyor yani? şimdi bu çocuk kim vurduya mı gitti?

duyuruyu açtığım gece cevapların çoğunu okuyamamıştım, şimdi cevap yazmaya üşeniyordum ama yazılanları okuduktan sonra madem ölmedim yazmamak ibnelik olur diye yazmaya başladım bakalım. çoğu kişi çok güzel şeyler yazmış hem cevap olarak hem de özelden. ama hiçbir şey engel olamayacaktı o gece bana. çok düşünmüştüm üzerine... özet geçmeye çalışayım; gittim banyoya sıcak su doldurdum lavaboya daha sonra kestim bileklerimi, kanadı...kanadı... bir süre sonra durdu ve bir süre sonra annem çıka geldi. kendisi doktor olan kuzenime telefon açtı arabasıyla gelip hastaneye götürdü. orada dikiş atıldı, tetanoz aşısı vuruldu. daha sonra dikişi atan doktor kuzenim ile konuşup intihara teşebbüs vakalarının adli vaka olduğunu ve polise bildirmesi gerektiğini ama bildirmeyeceğini söylemiş. niye bilmiyoruz belki bir meslektaşına iyilik belki kendisi de uğraşmak istemediğinden. hastaneden çıkıp eve geldik ilk 2 gün zaten pek kullamadım elimi ayrıca tetanoz aşısı yüzünden kolumda ağrıyordu o yüzden bütün gün yatmak ile geçti. anca şimdi yazabiliyorum yani. velhasıl durum budur, tüm tekliflerinize ve cevaplarınıza teşekkürü de borç bilirim. - hiçbir şeyi beceremiyorum diye intihar etmeye kalkışıp onu da beceremeyen ergen bildirdi -

aferin lan, hos geldin mi diyim ne diyim bilmiyorum :)

bi duyuru ac da yeni, millet o kadar merak etti haber alamadi kimse.

yok ya yeter meşgul ettiğim gündemi. merak eden zaten döner dolaşır bakar bu duyuruya.

ne mesgulu panpa ya, bos beles bir suru sey yaziliyro zaten her gun :)

haberi olanlar uzuldu o kadar, geldigini duyduklarinda da sevinirler. ac bi duyuru duyur geldgini bence.

yaşıyor olmana sevindim lan. hem de çok. iyi bir ömür yaşa dostum. yaşamaya değer.

büyük geçmiş olsun. ertesi gün görmüştüm konuyu, gece uyuyordum konu açıldığında. baya merak ettim açıkaçsı. umarım bir daha denemezsin, ne kadar gereksiz bişey olduğunu da farketmişsindir zaten.

kendini yaratıcılığını geliştirecek şeylere ver. müzik olur, resim olur, yazı olur (ki gayet güzel yazabilirsin bence), hatta bir programlama dili bile olur bu. insan yaratınca, kendi başına bişeyler başarınca çok mutlu oluyor. hele bunu başka insanlarla da paylaşabilirsen o zaman tadından yenmez.

seni başka duyurularda da görmek dileğiyle.

aç bir duyuru bildir. yoksa ben açarım. insanlar çok merak ediyordu.

edit: nawres yaptı. helal.

çok sevindim lan:)

annen için üzüldüm açıkçası, hem eşini kaybetmiş hem evladı intihar girişiminde bulunuyor. 18 yaşında adamsın bütün gün bilgisayar başında oturursan her türlü bozukluğun olur tedavi olmaya çalışma birşeyler başarmak için uğraşma bu durumdan ben böyleyim diye sıyrılmaya çalış. sen kendin bişey yapmadıktan sonra burdaki insanlar ne yaparsa yapsın bişey yaramaz 3 ay sonra aynı raddeye gelirsin yine. kafanı kaldırmadıkça kendini gmmeye mahkumsun kusura bakma ama bunlar gerçekler. anneni bir daha üzme.

sululuk yapma lan.